Kederli var oluş sancılarının romanı

Selvigül Kandoğmuş Şahin; öykü, deneme ve roman türünde yazdığı kitaplarıyla tanıdığımız güçlü bir kalem.

2016 yılı Ekim ayında yazdığı son kitabı Kalbin Duası, 15 Temmuz şahlanışına adanmış bir eser. Milli bütünlüğün yıkılmaz olgusunun dirilişi ve Müslüman Coğrafyasının kader olarak görünen kederli var oluş sancılarının ele alındığı bir kitap Kalbin Duası.

Meclise selam ile girilir bizim meşrebimizde. Allah’ın selamı esirgenmez. Sevgili yazarımız da samimi içten selamlamasının ardından, izlerinden yürüdüğümüz değerli isimlere atıf ile ayetlerden kopup gelen inşirah ile kendi yürek örgüsünün ilmikleriyle perçinlediği samimi dualarla selamlıyor okuyucuyu.

Kalbin Duası’ nda 1. Bölüm, ismiyle müsemma bir girizgâh ile başlıyor. Samimi içten duygulu bir dua ile münacat ederek giriş yapılmış Kalbin Duası’ na. Şehadet ayı Şubat’a vurgu yaparken; İskilipli Atıf Hoca, Seyyid Kutup, Metin Yüksel, Ömer Muhtar, “Harlem sokaklarının çılgın delikanlısı, kızıl saçlarındın rüzgârlar esiyor. Bataklığın en dibine vuruyor yüreği, kırgın düşleri. Hidayet, olmadık zamanlarda olmadık mevsimlerde sarar kuşatır ya. İşte öyle hidayet sularının arıtan ırmaklarında yıkanıyor asi delikanlı, dik duruşlu, kavi imanlı şehit” diyerek Malcolm X’i özlü, duyarlı, samimi bir dille anlatıyor yazar.

Bahar muştusu, havaya düşen cemre gibiydi 15 Temmuz kalkışmasında gördüğümüz eşsiz direniş yüklü milli irade. İşte bu destanlaşacak tarihi direnişi yazar; milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerini de mihmandar eyleyerek anlatılıyor eserinde.

Sözler tükenir bazen, yazmak ağırlaşır kelimeler kaçışır us girdaplarında dolaşır kederin. Selvigül Şahin'in dediği gibi: “Yazmak zordur. Zor zamanlarda yazmak, konuşmak, var olma mücadelesi vermek daha bir zordur.”. Fakat tam da bu vakitlerde yazabilmek gerekir. Çünkü yazmak fikirsel sirkülasyonu sağlayan bir bayrak yarışıdır. Selvigül Şahin de kalemini konuşturmuş bu zor zamanlarda, yaşanılan zamandaki acılara adeta şahit eylemiş kalemini, yüreğini ve şerh düşmüş tüm acılara. Sezai Karakoç’tan Fethi Gemuhluoğlu’na bizlere gelen ulvi tasaların yol işaretleriyle aydınlatılmış düşüncelerini ele almış Kalbin Duası ’nda.

Edebiyat bir soluk alış değildir sadece, günlerin yorgunluğundan kaçış değildir. Edebiyat tarihe bireysel, öznel duyarlı bir bakıştır. Her penceresinden farklı manzaralar görülen bir evdir tarih. Edebiyatçılar da o pencerelerin pervazında yuva yapan güvercinler gibi konuşlanır ve çağa dair birikimleri aktarır nesiller boyu. Yolu üzere gittiklerimiz ile anılırız. Çağın mahşeri yolunun yolcuları olarak eli kalem tutan yazma kudreti bahşedilmiş Şahin nasıl geri durabilirdi ki zamanın yansımalarını ele almaktan.

Vurulduk ey halkım! Tam alnından vuruldu yiğitler. Göğsünden, bacaklarından, bedeninin her yerinden vuruldu gençler, kadınlar, civan delikanlılar. Ama en çok yüreğinden vuruldu bu halk" diyerek 15 Temmuz saldırılarını anlattığı, şahitlik makamında yazarın acının iklimlerinden geçen duyarlı yazıları… Yazarın da anlattığı minval üzere kurşunlar beklemediğimiz anda beklenmedik yerden geldi. Rehavetten sarsıntıyla uyanan bir halkın yeniden dirilişi yeniden imanla ve birlik beraberlikle direnişi var bu kitapta. 15 Temmuz'da köprübaşlarında, metropolün yakan kavuran asfaltlarında, kalabalık bulvarda, tankların altında şaha kalkan milletin şiirsel bir tatla ve hüzünle yazılmış acılı hikâyesi var. Millî irade silkeleyip attı üzerinden habis urları. 16 Temmuz sabahında gördük ki; bir gün evvel öğle saatlerinde tek kaygısı evine maişet götürmek olan yurdum insanının, postalların önünde direnmesiyle nasıl cengâver bir ruha bürünmüş olduğunu. Ardı sıra yaşanan hikâyelerin basına yansımalarıyla haberdar olunan her biri gönüllerde derin izler bırakan nice hikâyeler… Şehitlerimizin gazilerimizin yaşadıkları ebediyen, unutulmaz hal ile yer bulacak ilelebet kalbimizde. Tıpkı Selvigül Şahin’ nin kitabında her bir şehidimizin ve gazimizin isim isim yer bulduğu gibi. Şehadet mevsimidir artık Temmuz. Yılların Boğaz Köprüsü’nün artık Şehitler Köprüsü olduğu gibi. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyerek, Selvigül Şahin şehadet ettiği dirilişin destanını tüm yönleriyle yansıtmış eserinde.

Müslüman Coğrafya’nın sancılarıyla kaynayan bir kalbin kalem vesilesiyle kelamda soluk bulması: Kalbin Duası.

Filistin ve Gazze’nin feryadını duymak, Mavi Marmara hadisesinin incelmiş hislerimizi kopma noktasına getirmesi, Mısır’da ve Suriye’de dünyanın gözleri önünde yaşanan nice zulümler sonra…

28 Şubat’ın kavurucu sağundan geçmek var sonra Kalbin Duası’ nda; Dr. Hatice Kanlıtaş’ın tavizsiz, direnç dolu, başarı dolu mücadelesini okurken gördüğümüz üzere...

Yaşanmışlıklar, acıyla yoğrulan coğrafyanın yanık türküler kuşanmış hatırası, dünde kalsa da bu gün gibi hatırlanır. Asla geçmişte kalmaz derin izlerle hep bu günlerimizi kuşatır, anlarımıza her daim akar. Taze haberler gibi... Belki de öyle olması hayrımızadır. İbret alanlardan olmak için. Kalbin Duası’ nda Çanakkale’den bu güne atıflar yapılmasının nedeni belki de bu sebepledir… “Çanakkale şahdamarıdır! Son damardır, adeta kuşatılmış son İslam coğrafyasının muştu kalesidir, kurtuluş kalesidir… Donanmaların saldırılarıyla, kara ve deniz hareketinin sonunda, iman bombasına dönen Mehmetçiğin kanı, adeta dirilten abıhayat suyu gibi akacaktır tüm İslam Coğrafyasının üzerine” diyerek yazar Çanakkale’nin eşsiz mücadelesini ve önemini vurgular… Bu eşsiz kurtuluş mücadelesinin unutulmaması gerektiğini ısrarla anlatma derdindedir yazar…

Batının hiçbir zaman anlamayacağı bir gerçeği de anımsatıyor eser bize; bu apaçık ortada olan ve bizim inandığımız yegâne gerçektir ve yazar hep seslenir satır aralarından büyük bir cesaretle, kararlılıkla: “Zannettiğiniz gibi hiçbir zaman ve hiçbir şartta bizi acılarla zulümlerle bölemeyeceksiniz.”. Anne duyarlılığı ve inceliğiyle mümine kul-birey şuuruyla kaleme alınmış eserde gördüm ki; yüreğimizde sızısını duyduğumuz hiçbir mesele atlanmamış.

Sırılsıklam acılar içindeyiz… Islanmak ve öylece yetim çocukların gözlerine gözlerimiz değmesin diye, kuytulara kaçma telaşındayız. Hızlı gündemler akıyor, kanlı, katliamlı günlere açıyoruz gözlerimizi. Hep umut, hep ümit dedikçe bir yerlerimize hançerler saplanıyor. Derin yaralar alıyoruz; ama bahar bize durmaksızın gülümsüyor her köşe başında. Ve usul usul dirilten bir aşk yürüyor damarlarımıza” diyerek yazar bizi Savcı Selim Kiraz’ın şehadetine, eşsiz sabır kuşanmış bir Anadolu anasının sabrına, cennetlik bir eşin eşsiz teslimiyet kuşanmış hüznüne, taziye evinin matemine, şehirlerde acımasız terörle patlayan bombaların bıraktığı derin acıya taşıyor.

Sorunları dile getirirken yüzleşmekten de çekinmemiş yazar Selvigül Şahin. Çözümleri göstermekle de cesur davranmış. Doğru, erdemler kuşanmış, kendi öz manevi değerlerimizle sarmalanmış, mutlak hakikate dayalı eğitim ve öğretimle yapılan çalışmalar sonucu, pek çok sorunun çözüleceğine dair yol haritaları sunmuş adeta.

Kitabın 2. bölümü; “Noel ağaçları ve manolyalar kahrolsun” diyerek Üstad Sezai Karakoç’ un anlamlı seslenişiyle başlıyor. ‘Yeni Yılın Ayartan Dünyaları’, lirik, derinlikli bir dille yazılmış bir dönüşüm değişim, toplumsal ve bireysel anlamda inanmanın, manevi dünyanın yansımalarının aktarıldığı sımsıcak bir kuşak öyküsü adeta. Sonraki yazılar, Edebiyat dergilerinin edebiyat dünyasına katkısını anlatırken yazar yine bizi kuşak kuşak yolculuklara, ustaların mektep kıldığı dergilerin kapılarına çağırır gibi. Şule Yüksel Şenler'e, Afet Ilgaz’a, Demirhan Kadıoğlu’na, dair yazılarında Şahin, öykü tadında denemeleri ve şiirsel üslubuyla bir döneme damgasını vurmuş güçlü mezkûr şahsiyetleri farklı yönleriyle sıcak samimi bir dille anlatıyor.

Kalbin Duası’ nın 3. bölümde yazar okuyucuyu daha çok manevi atmosferle yazılmış metafizik ürpertilerin durağına taşırken, sıcak, samimi, içli dua diliyle yazılmış metinlerle buluşturuyor. Ramazan'ın bereket ve aşk kuşanmış feyizli günlerini gecelerini, bayramların cennet esintili sevinçlerini, Muharrem’in eşsiz kardeşlik buluşmasını ve Efendimize şu zorlu çağda, nefes alıp verdiğimiz ahir zamanda nasıl da özlem duyduğumuzu Onun terbiyesine ve ahlakına ne denli muhtaç olduğumuzu anlatma telaşına düşmüş yazar dua makamında…

Kalbin Duası bizi yine dualara taşıyor. Ve Şahin'in içli dokunaklı duasıyla yazımızı bitirelim istiyoruz. Kalbin Duası şifa niyetine tüm yüreklere dokunsun, Kalbin Duası, inşirah olsun, kurtuluş olsun…

Arındır bizi ya Rabbi! Senin rahmet yağmurlarına öylesine susamışız ki, yangınlar içinde beklemedeyiz… Maneviyatsızlıktan kavrulan metropollere, çölleşen hanelere, dirilten yağmurlarını yüreklerimizin yaralarına merhem, serin dualar gibi gönder Rabbim! Bekliyoruz yardımını, nusretini…

Rabbim, düşmanlara fırsat verme. Kavi yüreğiyle ve duruşuyla dimdik, teslim olmadan, düşmana meydan okumayı nasip eyle bu millete Rabbim…

Dilek Erdem
twitter.com/Dilek_Erdem_

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder